Krallıklar Ve Uygarlıklar isimli 3. bölümü okuyacaksınız. Önceki bölüm olan 2. bölüm.. Tüm bölümlerin listesine gitmek için buraya tıklayınız.
Babası ölünce Valdym‘i gayrimeşru bir çocuk ilan edip tek varis olarak tahta çıkan Kral Yaroglek o günden beri ise Valdym korkusu yüzünden Rivacheg Şehri’nin dışına çıkamamıştı. Ancak Veagirlerin en büyük avantajı karlı bir bölgede hüküm sürmeleriydi. Buraya giren ordular kış şartları içinde bazıları bir kılıç bile sallayamadan geri dönerdi çünkü Veagir okçuları Kalradya’nın en iyi seri atış yapan okçularıydı.
Sarranidler ise çölde hüküm sürerler, çöl atları ile savaşta kolay üstünlük sağlardı. Özellikle sarranid memlük denen süvariler elindeki topuz ve yüzündeki zincir zırh olan peçe ile ölüm saçardı. Çölde haydutlara, haramilere fırsat vermezdi. Baş şehri yani Sultan Hakim‘in şehri Shariz, Sarranidler ile tüm Kalradya ticaret kervanlarını birbirine bağlardı. Haliyle zengin bir şehirdi. Sultan Hakim’in karın ağrısı ise erkekliğine yediremeyip tahta geçmesine müsaade etmediği ablası İncili Arwa idi. Onun sultanlığını kabul etmeyen Sultan Hakim, Durquba Şehri’nde sultanlığını ilan etmiş, destekçileri ile İncili Arwa‘nın ordusunu yenilgiye uğratmış ve tahta geçmişti.
Rodoklar dağlarda hüküm sürer en iyi arbalet kullanan askerleri yetiştirirdi. Attıkları oklar zırhları deler, kalkanları parçalardı. Süvarisi olmayan bu krallığın kralı ise Kral Graveth idi. Onun en büyük çekincesi ise babası zamanında Veluca Lordu olan üvey kardeşi Kastor’du. Veluca Lordu Kastor olarak anılan bu zat Veluca isyanını başlatmış ancak başaramamış bir gün dönme edasıyla Rodok Krallığı’nı terketmişti.
Kergitler
Kergit Hanlığı orta asyadan gelen ve süvarileri ile meşhur bir Hanlıktı. Atlı okçuları ve süvarileri ağır silah taşımaz vur-kaç gibi yıldırma hareketleri ile düşmanı her türlü yıpratırdı. Ağır silah ve zırh taşımayan bu askerler acemilikten itibaren binicilik eğitimi alır silahtan önce at binmeyi öğrenirdi. Sancar Han Kergit Hanlığının başı idi. Katı ve sert kurallara sahip olan Sancar Han yeni fethedilen yerleri kendi mülkü ilan eder hanedanından kimseyi evlendirmeye yanaşmaz, savaştan kaçınmaz bi kişiydi.
Onun saltanatını tehlikeye düşüren kişi ise Babası Khuzait Han‘ın yeğeni Dustum Han’dı. Kardeşini savaşta kaybeden Khuzait Han, kardeşinin oğlunu vefa borcu olarak 2. Varis ilan etmiş ancak taht Sancar Han’a nasip olmuştu. Nordlar ise vikingleri andıran yapısı ile süvari birliği olmayan bir başka krallıktı.
Svadya ile sürekli gemi ticaret yolu için savaşan Nordların kralı ise Kral Ragnar‘dı. Onun en büyük düşmanı ise başka bir ülkeden gelen bir cariyenin oğlu olan Lethwin Ufuk-Aşan idi. Ancak Ragnar, Lethwin‘in çıkardığı isyanı kanlı bir biçimde bastırmış ve buna kimse cesaret edememişti. Ragnar düzeni sağlayınca ilk iş olarak orduyu düzenlemiş yeni zırhlar ve başlıklarla orduyu geliştirmişti. Deri ancak kalın olan zırhları vahşi bakışlı olan kaskları ile ok yerine balta atarlar ve düşmanı ağır yaralarlardı.
Svadya’nın Ticaret Aşkı
Svadyalılar ise Kalradya’nın dışarıyla bağını sağlayan daha çok ticarete önem veren bir krallıktı. Kalradya’nın merkezinde olup tüm krallıklarla sınırı olan bir krallıktı. Kral Harlaus tüm Kalradyaya egemen olmak için doğduğunu iddia eder ve kendini Radon‘un asıl varisi görürdü. Onun da tek başını ağrıtan önceden de bahsettiğim gibi eskiden Suno şehrinin lordunun kızı olan ve Harlaus‘un evlatlık edindiği Suno Leydisi İsolla idi. Hanedandan olmayan birinin tahta geçmesini yediremeyen Harlaus, Suno
Şehri’ne baskın verip İsolla’yı yakalamak istese de destekçileri önce Dhirim Şehri’ne ardından da başka krallıklara sığınmış ve öylece kalmıştı. Svadya askerleri haçlı şovalyeleri gibi idi. Yani kıyafeti hoş ama içi boştu. Bir tek süvari birliği diğer ordulara kafa tutacak kadar sağlamdı.
Krallıklar Ve Uygarlıklar isimli 3. bölümü okudunuz. 4. bölüm için tıklayınız.
Bölümlerden daha çabuk haberdar olabilmek için sağ alttan bildirimleri aktif etmeyi unutmayınız.