Kurtarıcının Gelişi isimli 4. bölümü okuyacaksınız. Önceki bölüm olan 3. bölüm.. Tüm bölümlerin listesine gitmek için buraya tıklayınız.
Anlattığımız bu ortamda yaşayan halk ise sürekli eziliyordu. Vergiler artıyor, ordu için sürekli adam toplamaya geliyorlardı. Kısaca filler tepişirken olan çimlere oluyordu. Derken kimsenin tahmin etmediği bir yerden çare geliyordu. Çünkü her firavun Musa’sı ile beraber gelirdi.
O gün Praven Şehri limanına bir genç gelmişti. Orta boylu, kirli sakallı, kılıç kullanmayı bilen, saçı hafif uzun klasik köylü giyinimli biriydi. Ancak kendisi de bilmiyordu ki Kalradya’nın geleceği onda yatıyordu. İsmi ise Yafes idi. Avrupa’da bir şovalyenin oğlu olan Yafes, babasını haçlı seferlerinin birinde kaybetmiş ve başka diyarlara gelmişti. Yafes, şehre girince ilk iş olarak kalacak bir yer ayarlamaya çalışmak için şehirde gezinirken bir Külhanbeyi ile çarpışmıştı. Külhanbeyi ona kılıç çekmiş ama onun elinde yalnızca babasından kalan bir hançer vardı. O da umutsuzca hançerini çekmişken şehrin girişindeki askerler araya girmiş ve külhanbeyi arkasına bakarak gitmişti. Derken şehrin hanına gelmiş ve orda bir şeyler yerken yanına zengin görünüşlü bir adam gelmişti. Bu kişi Praven Tüccarı diye anılan ama ismini kimsenin bilmediği biriydi. Yafes’e;
– Duydum ki kalacak bir yer ararmışsın gel benim evimde misafir odasına kal” demişti. Yafes buna anlam verememişken şehirde dedikodusu yayılmış:
– “Bugün şehrin girişinde yeni gelen bi genç külhanbeyine çarpmış o da çıt çıkaramamış.” diye konuşuyorlardı
O bunlara pek anlam veremese de kabul etmiş, gece tüccarın evinde kalmıştı.
Sabah Çıkan Kargaşa
Sabah olmuş daha güneş yeni doğarken dışarıdan bir kılıç bileme sesi gelmişti. Bu külhan beyinden başkası değildi. Evin önünde bağırıyor;
-“O piç kurusu buraya gelsin yoğsa ben girerim” diyordu.
Tüccar ise telaşlanmış ve Yafes‘in eline bir kılıç bir de arbalet vermiş onu dışarıya salmıştı. Yafes kılıç kullanmayı biliyordu ancak yine de korkuyordu çünkü adam hem kalıplı hem de uzundu. Derken sokağa çıkmış adamı görmüştü. Herkes camlara, damlara çıkmış onları seyrediyordu. Derken külhanbeyi koşmaya başlayınca Yafes iki ok attı, kalkanı parçalanınca ise kılıca kılıç müthiş bir düello başlamıştı. Kılıçların vuruşma sesleri sokağı inletirken zaman akmış külhanbeyi yorulmuştu. Ancak Yafes‘de yorulmanın emaresi bile yoktu. Yafes, yorulan adamın arkasına geçmiş diz kapağına bir tekme atıp diz üstüne çökünce babasının hançerini adamın gırtlağına dayamıştı. Herkes heyecanla ne yapacağını beklerken o kılıcını adama geri vermiş, var git yoluna demişti.
Yafes Güven Topluyor
Yafes’in performansından etkilenen Tüccar ona bir teklifte bulunmuştu.
– “Bu civar hep böyle tehlikelerle doludur. Bu çapulculardan bir grup benim kardeşimi kaçırdı sana yardım edeyim ve kardeşimi çapulculardan kurtar. Bu işi becerirsen sana ilave para bile veririm.” demişti.
Bu fikir Yafes’in aklına yatmış ve kabul etmişti. Praven Şehri’nin hemen yanındaki Azgad köyüne gitmiş, oradan 6 adam toplayıp çapulcuların peşine düşmüştü. En sonunda ormanda kıstırdığı çapulcular ona teslim olmuşlar ve sığınaklarını göstermişti. Yafes ise hemen sığınaklarının oraya gelmiş ve gözetlemeye başlamıştı. En az 15 çapulcu vardı silahları ya körelmiş yahut paslı idi yani pek bir işe yaramazdı. Derken kanlı biten baskının sonunda tüccarın kardeşi kurtarılmış hızlıca Pravene gelmişti. Praven Tüccarı bundan memnun kalmış ona para ve ikinci bir teklif sunmayı düşünüyordu.
Kurtarıcının Gelişi isimli 4. bölümü okudunuz. 5. bölüm için tıklayınız.
Bölümlerden daha çabuk haberdar olabilmek için sağ alttan bildirimleri aktif etmeyi unutmayınız.
